Çizgi roman okumak mı?


Merhaba Sevgili Edebiyat Dostları,

Edebiyat dostu olduğunuza göre kitap okumayı zaten seviyorsunuz demektir. Peki tercihleriniz ne yönde oluyor? Genellikle klasikleri mi tercih ediyorsunuz? Edebiyatın önde gelen isimleri sıralamanızda hep üst sıralarda mı? Tolstoy, Balzac, Yaşar Kemal...

Peki hiç çizgi roman okudunuz mu? "Çizgi roman okumak mı?" demeyin sakın. Apayrı bir dünya, çoğu insan için bir yaşam tarzı. Çizgi roman da aklına nereden geldi, diyorsanız aşağıdaki paragrafa bir göz atın derim.

“‘Öğrenciye çeşitli türlerde kitaplar önermek konusunda ne durumdayız,’ diye sormak gerekir.  Yelpazeyi kendimiz ne kadar kullanabiliyoruz? Örneğin, öğrencilerine çizgi roman türünü önerenler var mı? Çizgi romanı yazınsal bir tür olarak sayabiliyor muyuz?”
(Mine Soysal, Eğitimcinin ev ödevi, Keçi-İnadına Edebiyat, Yaz 2014/1)
çizgi roman okumak mı

Önceki yazılarımdan birinde kitap seçimi konusunda çocuğu, öğrenciyi, neden özgür bırakmalıyız sorusuna değinmiştim. Okumak isterseniz "Kitap seçimi


Artık devir değişti öğrenciye sadece "klasikler"i önermek özellikle günümüzde onları okumaktan soğutabiliyor. Ben bunu antrenmansız maça çıkmaya benzetiyorum bazen.
Hayatında futbol oynamamış birini alıp maça çıkarıyor, sonra da 90 dakika top peşinde koşsun diye uğraşıyorsunuz. Belki de o kişi futboldan bile hoşlanmıyor.
Biraz uç bir örnek olduğunun farkındayım; ancak ebeveyn ya da öğretmen olarak yaptıklarımız çok da farklı değil bazen.
"Çocuk bu kitabı okumaktan hoşlanır mı?" sorusu bizim için pek de kıymetli değil galiba. Çünkü biz ona iyilik etmek istiyoruz (!), klasikleri okusun, kültürlensin diyoruz.

Yukarıda linkini verdiğim "Kitap seçimi" yazımda öğretmenlerin çekincelerine kısaca değinmiştim. Ben de özel okulda çalıştığım dönemde kitap seçimi konusunda biraz daha özgür davranabiliyordum. Türkçe ve Edebiyat zümresi olarak toplanıyor, öğrencilerin yaş, bilgi ve birikimlerine göre Türk ve dünya edebiyatından isimler belirliyorduk. Bu isimlerin eserlerinden seçmeler yaparak öğrencilere bir okuma yelpazesi hazırlıyorduk. Bir dönem "çizgi roman" da eklemiştik listemize. Gerçekten keyifli çalışmalar ortaya çıkmıştı. Çizgi roman hakkındaki görüşleri öğrencilerimin ağzından aktaracak olursam;

* Daha önce çizgi roman okumamıştım. Çok hoşuma gitti. Okumaya devam.
* Çizgi film izliyormuşum gibi, eğlenceli.
* Ben de artık okuduğum hikayeleri çizgi roman haline getiriyorum. (resim yapmayı seven bir öğrencim)
* Bu ne ya! Çocuk işi gibi. İlkokula giden kardeşimin okuduğu kitaplara benziyor. (kitap okumayı ciddiye alan, kitaplarda resim görmekten hoşlanmayan bir öğrencim) 

"Çizgi romanı yazınsal bir tür sayabiliyor muyuz?" sorusunu belki bir başka yazıda ele alırım; ama eğer seviyorsak bol bol çizgi roman okuyalım. Kimi futboldan hoşlanır, kimi basketboldan her ikisini de sevenler olabilir bazen. Önemli olan seçtiğimiz "tür" değil, okuma zevkimizi geliştirebilmek. Okuduğumuzu anlamak, aktarmak, paylaşmak hatta yeri geldiğinde hayatımıza katabilmek.

Bugünkü yazıma meşhur "ekşi sözlük"ten alıntıladığım "çizgi roman" hakkındaki görüşlerle son veriyorum.
Bir de çizgi roman okumaya nereden başlamalıyım, diyorsanız okumanızı tavsiye ederim: Çizgi Roman Okumaya Nereden Başlamalıyım?


*Bir yaşam biçimi. Okumayan anlayamaz. (07.04.2000/body)

*İlkokul 1 öğrencisiyken  bir kış günü eve gelen babamın pardösüsünün cebinden çıkartıp elime tutuşturduğu,nasıl bir kitap olduğunu merak eden fakat henüz okumayı bilmeyen kardeşimi de yanıma oturtup, kimin ne söylediğini anlayabilsin diye konuşma balonlarını parmağımla tek tek işaret ederek okuduğum red kit ile tanıştığım en güzel öykü anlatma geleneği. İlerleyen günlerde,önüme açarak beğendiğim figürlerini çizmeye başladığım ve zaman içinde gelişmeye başlayan karakalem çizim tutkumun ilk göz ağrısı olan red kit'in ardından conan, fantastic four, hulk, thor, en sevdiğim karakter olan mister no ve diğerleri ile tanıştım. Mayama çok şeyler kattıklarını düşünüyorum, ki hala katıyorlar. Çizgi romanların değerini ve güzelliğini anlayamayıp '' çocuk kitabı'' diye burun kıvıranların, sanatın çok önemli bir cüzünü kaçırdıklarına ve ruhlarının en çok ihtiyaç duyduğu vitaminlerden birini alamadıklarına inanıyorum. (28.12.2006/calmind)

Bir çocuğun okuma alışkanlığı kazandırıp, hayal gücünü geliştirmek için gelmiş geçmiş en iyi araç. Biz yetişkinler içinse gerçeklerden kaçış kapısı. (23.12.2010/yer mantarı)

Resimlerinin sağ üst köşelerindeki küçük kutucuklarda karşılaştığımız; ''fakat'', ''ama o da nesi'', ''birdenbire'', ''ansızın'' gibi dikkat çeken ibarelerini çok severim. Çizgi romanları çekici kılan detaylardan biridir bunlar. (24.12.2015/zaman sokaklarda kayboluyordu)

Yorumlar