Milli edebiyat akımı Ömer Seyfettin’in 1911 'de “ Genç Kalemler” dergisinde yayımladığı ”Yeni Lisan” makalesi ile başlamıştır.
Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem bu akımın kurucularıdır
Bu dönemde halkın kullandığı günlük konuşma dili ile İstanbul Türkçesi esas alınmıştır
Buna göre Arapça ve Farsça sözcükler Türkçedeki söylenişleri ile kullanılmalıdır
Eş anlamlı sözcüklerden Türkçe olanlar tercih edilmelidir
Dönem sanatçılarına göre aruz ölçüsü yerine milli veznimiz olan hece ölçüsü benimsenmelidir.
Dönem sanatçıları şiirde genellikle bireysel konuları , hikaye ve romanda ise toplumsal konuları işlemiştir
Dönem sanatçılarına göre Türkçe yabancı dillerin etkisinden kurtarılmalıdır, dolayısı ile Arapça ve Farsça olup da Türkçeleşen kelimeler kalmalı diğerleri çıkarılmalıdır
Türkiye Türkçesine öteki Türk lehçelerinden kelime alma yoluna gidilmemelidir
Dönem sanatçıları süslü ve sanatlı bir söyleyişten özellikle kaçınmıştır
Dönem sanatçıları toplum için sanat anlayışını benimsemiştir
MİLLİ EDEBİYAT ŞİİRİNİN ÖZELLİKLERİ:
Bu dönem şiirlerinde yalın ve anlaşılır bir dil kullanılmış, hece ölçüsü benimsenmiştir
Dönem şairleri halk şiiri nazım şekillerinden faydalanmıştır
Şiirde doğa ve yurt güzelliklerinin yanında kahramanlık ve vatan sevgisi gibi temalarda işlenmiştir
Bu dönemin en önemli şiir topluluğu olan Beş Hececiler şiirde önemli bir çıkış yapmıştır
Milli edebiyat döneminde halka doğru ilkesi gereğince ulusal kaynaklara dönülmüştür
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ HİKAYE VE ROMAN ÖZELLİKLERİ:
Tanzimat ve Servet-i Fünûn döneminde İstanbul'un dışında hemen hemen hiç çıkmayan roman ve hikaye bu dönemde Anadolu'ya da açılmıştır
Bu dönem roman ve hikayecileri eserlerinde yurt sorunlarını gözleme dayalı olarak anlatmıştır
Yakup Kadri ile Refik Halit'in Milli Edebiyata katılması ile bu dönemin hikaye ve romanı daha da güçlenmiştir
Roman ve hikayenin teknik bakımdan son derece geliştiği bu dönemde sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır
Yakup Kadiri, Refik Halit, Halide Edip ve Yaşar Nuri'nin öncülüğünde “ Memleket edebiyatı” çığırı açılmıştır
Eserlerde kahramanlık, vatan sevgisi, aşk ve Kurtuluş Savaşının zorlukları anlatılmıştır
DÖNEM SANATÇILARI:
ÖMER SEYFETTİN (1884-1920):
Modern Türk öykücülüğünün ve milli edebiyat akımının öncülerinden olan Ömer Seyfettin, “ Maupassant” tarzı (olay) hikayeleri ile tanınmıştır.
Sanatçı, 1911 'de “Genç Kalemler ” dergisinde yazdığı “ Yeni Lisan” makalesi ile yazı hayatına başlamıştır.
Balıkesir Gönen doğumlu olan sanatçı, orduda subaylık görevinde bulunmuş ve Balkan Savaşları sırasında Yunanlılara esir düşmüştür.
Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem ile Milli Edebiyatı yaymaya çalışan sanatçının 140'a yakın eseri vardır.
Edebiyatsız edebiyat yapmak anlayışında olan sanatçı, yalın ve anlaşılır bir dil kullanmıştır.
Eserlerinin çoğunda vatan sevgisi ve kahramanlık konuları işleyen, ayrıca günlük konuşla dilini kullanarak öykülerini çocukluk anılarına tarihsel olaylara ve geleneklere dayandırmıştır.
Hikayeleri: Kaşağı, Pembe İncili Kaftan, Beyaz Lale , İlk Düşen Ak, Bomba, Yüksek Ökçeler, Gizli Mabet, Bahar ve Kelebekler, Diyet , Yalnız Efe, Başını Vermeyen Şehit, Nadan , Kızıl Elma Neresi, Harem , Efruz Bey
ZİYA GÖKALP (1876-1924):
Diyarbakır doğumlu olan sanatçı,Tanzimat’tan beri süregelen Türkçülük akımını bir sisteme bağlamış ve bu sistemi eserlerine işlemiştir.
Ziya Gökalp, milli edebiyat akımının düşünce yönünün temelini atmıştır.
Milli Edebiyat akımının öncülerinden olan Ziya aynı zamanda sosyologdu.
Ziya Gökalp'ın en önemli ütopyalarından biri de Turnacılık fikridir
Ziya Gökalp 'e göre Türkçülük : Türk milletini yüceltmektir.
Ziya Gökalp edebiyatını düşüncelerini yaymakta bir araç olarak görmüştür.
Ziya Gökalp İstanbul'un işgali sırasında Malta'ya sürülmüştür.
Şiirleri: Kızıl Elma, Altın Işık, Yeni Hayat
Düşünce yazıları: Türkçülüğün Esasları, Türk Töresi, Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak, Malta Mektupları, Türk Medeniyeti Tarihi
MEHMET EMİN YURDAKUL (1869-1944)
“Milli şair veya Türk şairi” sıfatları ile anılan sanatçı Türkçülüğü ilk kez bir sanat ideali haline getirmiştir
Sanatçının şiirleri, sanatsal açıdan fazla değer taşımaz
Mehmet Emin, toplumsal sorunları da şiirleri ile dile getirmiştir
Mehmet Emin, sade bir dille epik ve didaktik tarzda şiirler yazmıştır
Sanatçı, dörtlük geleneğinin dışına çıkarak üçer, altışar ve sekizer mısralardan oluşan şiirler yazmıştır
Toplumcu bir sanatçı olan Mehmet Emin'in sanatçı kimliğinin oluşmasında valilik yıllarının büyük katkısı olmuştur
ŞİİRLERİ:Ey Türk Uyan, Türk Sözü, Türkçe Şiirler, Tan Sesleri , Turana Doğru, Ordunun Destanı, Zafer Yolunda , Cenge Giderken
ALİ CANİP YÖNTEM (1887-1967):
Ali Canip, sanat hayatına Fecr-i Ati ile başlamış daha sonra milli edebiyatın kuruluşunda yer almıştır
Halk şiiri nazım şekillerine ilgi gösteren sanatçı bunların yanında batı edebiyatı nazım şekillerini de kullanmıştır
Ali Canip, 1911 'de Ömer Seyfettin ile birlikte genç kalemler dergisini çıkarmıştır
Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp ile birlikte Türk dilinin sadeleşmesi için çalışmışlardır
Sanatçı, şiirlerinde hem aruzu hem de heceyi kullanmıştır
Eserleri: Geçtiğim Yol ( şiir kitabı ) , Ömer Seyfettin'in Hayatı (araştırma) Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Bey’le Münakaşalarım (makale, eleştiri)
RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI (1869-1949)
Döneminde ‘’Feylosof Rıza’’ (filozof) olarak bilinir.
Batı felsefesinin Türkiye’de yayılmasını sağlamaya çalışmış ve Darul Fünun’da felsefe derslerine girmiştir.
Sade bir Türkçe ile şiirler yazan sanatçı, hece ölçüsünü başarılı bir biçimde kullanmıştır.
Koşma ve nefes nazım türünde eserler yazmıştır.
Eserleri: Serab-ı Ömrüm (şiir kitabı)
FUAT KÖPRÜLÜ (1890-1966)
Fuat Köprülü, sanat hayatına Fecr-i Âti ile başlamış; Milli Edebiyat ile devam etmiş, edebiyat tarihi incelemeleriyle tanınmıştır.
Akademisyen olan sanatçı, destanlar dönemi Türk edebiyatından başlayarak günümüze kadar olan edebiyatı dönemlere ayırarak bilimsel yöntemlerle inceleyen ilk edebiyat tarihçisidir.
Divan ve Halk edebiyatı üzerine araştırma yapıp hece ölçüsüyle şiirler yazmıştır.
Eserleri
Türk Edebiyatnda İlk Mutasavvıflar, Nasrettin Hoca, Türkiye Tarihi, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Saz Şairleleri, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU (1889-1974)
Fecri Âti edebiyatında yazı hayatına başlamış; ancak önemli eserlerini Milli Edebiyat ve Cumhuriyet döneminde vermiştir.
Büyükelçilik ve milletvekilliği yapmıştır.
Atatürkçü kimliği ile tanınan sanatçı, hemen her türde eser vermiştir.
Sanatçı, ilk döneminde “sanat için sanat” anlayışını benimserken Kurtuluş Savaşın’ın da etkisiyle 2. döneminde “toplum için sanat” anlayışını benimsemiştir.
Özellikle romanlarıyla tanınan sanatç,ı realist çizgide eserler yazmıştır.
Sanatçının mensur şiir ve anı türünde de yazılmış birçok eseri vardır.
Sade anlaşılır bir dil kullanan sanatçı, tarihi ve toplumsal olayları ,toplumsal bozuklukları,kuşak çatışması ve aydın-halk çatışması gibi temaları işler.
Eserleri
Roman : Yaban, Kiralık Konak, Ankara , Panaroma 1-2, Nur Baba , Sodom ve Gomore , Bir Sürgün , Hüküm Gecesi
Anı : Zoraki Diplomat, Vatan Yolunda, Anamın Kitabı, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, Politikada 45 Yıl, Hep O Şarkı
Mensur Şiir : Erenlerin Bağından ,Okun Ucundan
Öykü: Bir Serencam, Milli Savaş Hikayeleri
Monografi : Atatürk , Ahmet Haşim
REFİK HALİT KARAY (1888-1965)
“Kirpi” takma adıyla bilinen sanatçı, diğer sanatçılar gibi edebiyata Fecr-i Ati ile başlamış Milli Edebiyat ile devam etmiştir.
Hemen her türde eser vermesine rağmen sürgünde iken yazdığı hikayeleri ile tanınır.
Türk hikayeciliğinin sınırlarını İstanbul dışına taşıyan sanatçı siyasi,sosyal ve kültürel konuları işlemiştir.
Politik tutumu yüzünden hayatının birçok döneminde sürgüne gönderilmiştir.
Aydede isimli mizahi dergide milli mücadele aleyhinde yazılar yazdığı için Beyrut’a oradan da Halep’e sürülmüş ve buralarda 15 yıl kalmıştır.
Sanatçı sürgünde iken yakından tanıdığı Anadoluy’u ve Anadolu insanını eserlerinde işlemiştir.
Sanatçının ; mizah ,hiciv ve fıkra türündeki eserleri de başarılıdır.
Sade , anlaşılır ve akıcı bir uslubu vardır.
Eserleri:
Hikaye : Memleket Hikayeleri, Gurbet Hikayeleri
Roman : Yezidin Kızı, İstanbul’un İçyüzü, Nilgün, Sürgün, Bu Bizim Hayatımız, Bugünün Saraylısı, Çete, Kadınlar Tekkesi
Mizah ve Hiciv : Kirpinin Dedikleri, Guguklu Saat, Sakın İnanma-Aldanma-Kanma
Anı : Bir Ömür Boyunca,Minelhap İnelmihrap
Bir Avuç Saçma, Bir İçim Su ,İlk Adım
REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1889-1956)
20. yy.ın en büyük romancılarından olan sanatçı, Anadolu’nun birçok yerinde öğretmenlik yapmış ve Anadolu’nun birçok yöresini tanımıştır.
Realist bir sanatçı olmasına rağmen eserlerinde hem romantizmin hem de realizmin etkileri görülür.
Eserlerinde sade, anlaşılır bir Türkçe kullanmıştır.
Asıl ününü 1922 yılında yayımladığı “Çalıkuşu” romanıyla kazanmıştır.
Başlangıçta Cemil Nimet takma adıyla eserler vermiştir.
Güçlü bir roman tekniğine sahip olan sanatçı, toplumsal olaylardan etkilenmiştir.
Eserlerinde iyi tipler oluşturmaya çalışan sanatçı; hikaye,roman ,tiyatro,anı,makale ve çeviri türünde eserler vermiştir.
Eserleri
Roman : Çalıkuşu, Yaprak Dökümü, Dudaktan Kalbe, Acımak, Eski Hastalık, Miskinler Tekkesi, Damga, Akşam Güneşi, Bir Kadın Düşmanı, Yeşil Gece, Son Sığınak, Kan Davası, Kavak Yelleri.
Hikaye : Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Eski Ahbab, Boyunduruk
Tiyatro: Balıkesir Muhasebecisi, Hançer, Eski Borç, İstiklal, Gözdağı, Taş Parçası
Gezi Yazısı: Anadolu Notları
HALİDE EDİP ADIVAR (1884-1964)
Edebiyatın hemen her türünde eser veren sanatçı, özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında yazdığı eserleriyle ünlenmiştir.
Halide Edip ‘in romanları 3 döneme ayrılır:
Birinci dönemde bireysel olaylar ve kadın psikolojisini işler. (Handan , Seviye Talip , Zeyno’nun Oğlu )
İkinci dönemde Kurtuluş Savaşı’nı ,sosyal olayları ve Milli Mücadele ruhunu işler. (Vurun Kahpeye, Ateşten Gömlek)
Üçüncü dönemde genellikle töre konusunu işlemiştir. (Sinekli Bakkal , Tatarcık )
Sanatçı, eserlerinde sade ve anlaşılır bir dil kullanmasına karşın cümleleri düzensiz ve savruktur.
Sanatçı , “Sinekli Bakkal” adlı romanıyla CHP’nin 1942 yılında düzenlediği roman yarışmasında 1. olmuştur.
Eserleri
Roman : Ateşten Gömlek , Vurun Kahpeye , Sinekli Bakkal , Tatarcık, Handan, Seviye Talip, Kalp Ağrısı, Yeni Turan, Mev’ut Hukum, Yol Palas Cinayeti, Akile Hanım Sokağı, Çaresaz
Anı: Türk’ün Ateşle İmtihanı , Mor Salkımlı Ev
Öykü: Harap Mabetler, Dağa Çıkan Kurt
Tiyatro : Kenan Çobanları , Maske ve Ruh
HALİDE NUSRET ZORLUTUNA (1901-1984)
Şiirde hece veznini kullanan sanatçı, sanata mütâreke yılllarında başlamıştır.
Sade ve anlaşılır bir dil kullanan sanatçı, geleneğe bağlı kalmıştır.
Şiirin yanında hikaye ,roman ve deneme türünde de eser veren sanatçı, özellikle şiirlerinde kadın duyarlılığını işlemiştir.
Sanatçı “Git Bahar” adlı şiiriyle ünlenmiştir.
Eserleri
Şiir : Geceden Taşan Renkler , Yayla Türküsü , Yurdumun Dört Bucağı, Ellerim Bomboş
Roman : Sisli Geceler, Küller
Öykü: Büyükanne, Aydınlık Kapı , Beyaz Selvi
HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER (1885-1966)
Sanatçı, yazı hayatına Fecr-i Âti’yle başlayıp Milli Edebiyat ile devam etmiştir.
İstanbul’un işgali sırasında protesto toplantıları düzenlemiş, Kurtuluş Savaşı yıllarında ise halkı harekete geçirmek için konuşmalar yapmıştır.
Eserleri
Dağ Yolu (Hitabet), Günebakan (Çeşitli düzyazılar)
Milli Edebiyatın Diğer Sanatçıları
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Necmettin Halil Onan
Şukufe Nihal Başar
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ BAĞIMSIZ SANATÇILARI
MEHMET AKİF ERSOY (1873-1936)
İyi bir eğitim alan sanatçı, Arapça ve Farsçanın yanında Frazsızcayı da iyi bilmektedir.
Asıl mesleği baytarlıktır.
“Milli Şair” olan sanatçı; epik,didaktik ve tasavvufi konularda şiirler yazmıştır.
Realist olan sanatçı, şiirlerinin çoğunda İslamiyet’i anlatmaya çalışmıştır.
Doğru yolun İslamiyet olduğunu anlatmaya çalışmış;,öğretici yanı ağır basan din , ahlak ve vatan gibi konuları konuşma diliyle anlatmıştır.
Tüm şiirlerini aruzla yazan sanatçı, Tevfik Fikret gibi nazmı nesre yaklaştırmıştır.
Sanat hayatına Sıratı Mustakım ve Sebilur Reşat dergileriyle başlamıştır.
Şiirlerinin çoğu manzum hikaye biçimindedir.
Eserlerinde toplumsal konuları da işleyen sanatçı, bazı şiirlerinde naturalist özellikler taşır.
Mehmet Akif ‘e göre gençlik, İslam inancı ile Batı ilmini sentezlediği sürece başarılı olur.
Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır.
Eserleri
Şiir : Safahat(7 bölüm), İstiklal Marşı
Manzum Hikaye: Seyfi Baba , Mahalle Kahvesi, Hasta, Küfe, Meyhane , Hasır
YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)
Üsküp doğumlu olan sanatçı; öğretim üyeliği, büyükelçilik ve milletvekilliği yapmıştır.
Paris’te ünlü Fransız tarihçi Albert Sorel ‘in derslerini takip etmiş, Fransız şairlerinden özellikle de parnasyenlerden etkilenmiştir.
Parnasizmin edebiyatımızdaki en önemli temsilcilerinden olan sanatçı, biçim güzelliğini ön planda tutmuş; Yunan-Latin şiirini yakından tanımıştır.
Çağdaş Batı şiiriyle divan şiirini sentezleyen sanatçı, Neo-klasik bir sanatçıdır.
“Ok” şiiri dışındaki tüm şiirlerini aruzla yazmıştır.
Nazmı nesirden uzaklaştıran şairdir.
‘’Türkçe ağzımda anamın sütüdür.’’ diyen şair, İstanbul Türkçesini kullanmıştır.
Sanatçı; şiirlerinde ahengi üstün tutmuş ve şiiri musıkiden başka türlü musiki saymıştır.
Parnasizmin etkisiyle Osmanlının yükselme dönemine hayranlık duymuş ve bunu şiirlerinde işlemiştir.
En önemli özelliklerinden biri de İstanbul’u eserlerinde sıkça işlemesidir.
Sanatçı, “Eve dönen adam” olarak da tanımlanır.
Eserleri:
Şiir: Eski Şiirin Rüzgarıyla, Kendi Gök Kubbemiz, Sessiz Gemi, Rubailer
Anı: Çocukluğum, Gençliğim,Edebi Hatıralar
Biyografi: Siyasi ve Edebi Portreler
Deneme-Söyleşi-Makale: Eğil Dağlar, Aziz İstanbul , Edebiyata Dair, Tarih Muhasebeleri
BEŞ HECECİLER
Özellikleri
Dönem şairleri; şiirde sade ,süssüz ve sanatsız bir dil kullanmıştır.
Dönem şairlerinin tamamı şiire aruzla başlamış daha sonra Milli Edebiyat’ın etkisiyle heceyle devam etmişlerdir.
Grup şairleri; şiirlerinde memleket sevgisi, yurt güzellikleri, kahramanlık, yiğitlik ve aşk konularını işlemişlerdir.
Grup şairleri; dörtlük esasına bağlı kalmış ,bunun yanında yeni biçimler de denemişlerdir.
Beş hececiler; şiire Birinci Dünya Savaşı yıllarında başlamış ve Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir.
Grup şairleri; ulusal-yerel sanat ve tarih motifleriyle örülü bir memleket edebiyatı meydana getirmeye çalışmışlardır.
Grup şairleri; halk şiiri nazım şekilleri ve geleneğinden faydalanmışlardır.
Dönem şairleri; Anadolu’ya romantik açıdan yaklaşarak Anadolu’yu ve Anadolu insanını anlatmışlardır.
DÖNEM ŞAİRLERİ
Faruk Nafiz Çamlıbel,
Enis Behiç Koryürek,
Halit Fahri Ozansoy,
Orhan Seyfi Orhon ,
Yusuf Ziya Ortaç
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL (1898-1973)
Beş Hececilerin yaşça en küçüğü ama en önemli şairidir.
İstanbul doğumlu sanatçı, tıp eğitimini bırakarak gazetecilik ve öğretmenlik yapmıştır.
Şiire aruzla başlayan sanatçı, heceyle devam etmiş ve lirik aşk şiirleri yazmıştır.
Sanatçının şiirlerinde hayal ile gerçek yan yanadır.
Milli Edebiyat’ta yurtçu duyarlılığını zenginleştirmiş ve şiir dilinde yeni bir söyleyiş çığırı açmıştır.
Sanatçı, şiir dışında roman ve tiyatro türünde eser vermiştir.
Eserleri
Şiir: Han Duvarları, Çoban Çeşmesi, Gönülden Gönüle, Dinle Neyden, Şarkın Sultanları, Bir Ömür Böyle Geçti, Elimle Seçtiklerim, Suda Halkalar.
Roman: Yıldız Yağmuru
Tiyatro: Canavar , Özyurt , Kahraman Akın
YUSUF ZİYA ORTAÇ (1893-1967)
Faruk Nafiz Çamlıbel’in etkisinde kalan sanatçı, önceleri aruzla yazmış; Ziya Gökalp ile tanıştıktan sonra heceyle şiirler yazmıştır.
Mizah alanında da eser veren sanatçı, “Akbaba” isimli mizah dergisini çıkarmıştır.
Akbaba dergisinde yazdığı fıkralarında siyasi mizahın özgün örneklerini vermiştir.
Sanatçının “Binnaz” adlı oyunu, heceyle yazılmış ilk manzum piyestir.
Sanatçının kuralcı ve sağlam bir üslubu vardır.
Eserleri:
Şiir: Akından Akına , Cenk Ufukları , Aşıklar Yolu, Bir Rüzgar Esti, Bir Selvi Gölgesi
Mazum Hikaye : Kuş Cıvıltıları
Tiyatro : Binnaz ,Nikahta Keramet , Kördüğüm
Gezi Yazısı: Göz Ucuyla Avrupa
Anı : Portreler, Bizim Yokuş
Fıkra: Beşik
Roman: Göç, Üç Katlı Ev, Kürkçü Dükkanı , Şeker Osman
HALİT FAHRİ OZANSOY (1891-1971)
Öğretmen olan sanatçı ,grubun diğer temsilcileri gibi aruzla başlayıp heceyle devam etmiştir.
Sanatçı şiirlerinde melankoliye , egzotik sahnelere ,hüzne ve ölüm gibi temalara yer verir.
Sanatçının şiir dışında hikaye , roman, tiyatro ve anı türünde de eserleri vermiştir.
Eserleri:
Şiir : Rüya , Sonsuz Gecelerin Ötesinde, Cenk Duyguları, Gülistanlar, Harabeler , Aruza Veda
Tiyatro: Baykuş, Nedim, Hayalet,İlk Şair
Roman: Aşıklar Yolunun Yolcuları, Sabra Giden Köprü
Anı: Eski İstanbul Ramazanları , Edebiyatçılar Geçiyor.
ENİS BEHİÇ KORYÜREK (1892-1949)
Şiire aruzla başlayan ve aşk konularını işleyen sanatçı, Ziya Gökalp’in etkisiyle hece vezniyle şiirler yazmıştır ve Milli Edebiyat akımına katılmıştır.
Epik şiiriyle tanınan sanatçı ulusal duygularla yüklü kahramanlık şiirleri yazmıştır.
1946’dan sonra tasavvufa yönelen sanatçı mistik şiirler yazmıştır.
Sanatçı aynı şiirde değişik hece kalıplarını kullanmıştır.
Eserleri
Şiir: Güneşin Ölümü , Varidat-ı Süleyman , Miraç , Gemiciler
ORHAN SEYFİ ORHON (1890-1972)
Öğretmenlik , gazetecilik ve milletvekilliği görevinde bulunan sanatçı, Milli Edebiyat’ın etkisiyle heceyle şiirler yazmıştır.
Diri bir Türkçeyle şiirler yazan sanatçı, genellikle bireysel konularda yazmıştır.
Sanatçı, şiirlerinde aruz ile heceyi kaynaştırmaya çalışmış; heceyle gazel yazmıştır.
Sanatçının şiirleri bestelenmiştir.
Eserleri:
Veda, Gönülden Sesler, O Beyaz Bir Kuştu , İşte Sevdiğim Dünya
Yorum Gönder