KLASİSİZM
- 17.yy’ da Fransa’ da ortaya çıkmış ve Avrupa’ ya yayılmıştır.
- Rabelais ve Montaigne bu akımın öncüleridir.
- Akımın teorisyeni Art Poetigve “Şiir Sanatı” adlı eseriyle dönemin edebiyat kurallarını belirleyerek akımın kurucusu olur.
- Bu akımı “Aristo ve Descartes” in düşünceleri oluşturur.
- Klasisizm’ in en belirgin nitelikleri trajedilerde görülür.
- En büyük başarıyı tiyatroda göstermişlerdir.
- Fabl, deneme, roman, hitabet, mektup türünde de eserler verilmiştir.
- Gerçek yalnızca akıl yoluyla bulunur bu nedenle de edebiyatta da akıl, mantık ve sağduyu egemen olmalıdır.
- Sanat insanın doğasına önem vermeli, insana karşı sevgi ve saygıyı temel almalı dır.
- Sanat eseri ideal insanıanlatmalıdır. Kahramanlar halk arasından değil aklını kul lanabilen örnek kişilerden seçilmelidir.
- Konu akla ve mantığa uygun işlenmelidir.
- Yazar, eserlerinde kendi kişiliğini, duygu ve coşkularını gizlemelidir.
- Klasisizm az sözle çok şey anlatma sanatıdır bu nedenle anlatım yapaylıktan uzak, yalın ve anlaşılır olmalıdır.
- Konudan çok konunun işleniş biçimi önemlidir. Eserler biçimce kusursuz olmalı- dır.
- Sanat sanat içindir bu yüzden halkın değil seçkin kişilerin kullandığı dil önemli dir.
- Konular mitolojiden, Eski Yunan’ dan ve Latin edebiyatından alınmalı; günlük olaylar, yerli ve dini efsaneler konu olarak işlenmemeli.
- Kişiler her zaman ve her yerde aynıdır onun için değişmez tipler yaratılmalıdır.
- Sanat eseri ahlaka ve erdemeuygun olmalıdır.
- Batı Edebiyatında
- Trajedi Alanında:Corneille, Racine
- Komedi Alanında: Moliere
- Tipleme Alanında: La Bruyere
- Fabl Alanında: La Fontaine
- Deneme: Montaigne
- Roman: Fenelon, Fayette
- Düşünce Alanında: Pascal, Descartes
- Türk Edebiyatında
- Şinasi
- Yusuf Kamil Paşa
- Ahmet Vefik Paşa
- Ali Bey
ROMANTİZM ( COŞUMCULUK )
- 18. yy’ da Almanya, İngiltere ve Fransa’ da ortaya çıkıp bütün Avrupa’ ya yayılır.
- Klasisizme tepki olarak ortaya çıkan bu akım onun bütün kurallarını yıkmıştır.
- Romantizm doğmadan önce Shakespeare’ in eserlerinde bu akımın özellikleri görülür. Aynı durum Cervantes’ in “Don Kişot” adlı eserinde de görülür bu nedenle bu sanatçılar bu akımın öncüsü sayılır.
- Sanat ve sanatçı sıkı kurallara bağlı olamaz, sanatçı özgür olmalıdır.
- Aklın yerini sınır tanımayan bireysel duygu ve heyecanlar almıştır.
- Seçkin ve ideal insanların yerine, sıradan insanlara yer verilmeli
- Yerli ve milli kaynaklara, Hıristiyanlık mucizelerine, günlük olaylara, aşk, doğa olaylarına yer verilmeli.
- Acı ve şiddet olaylarına sahnede yer vermişler, trajediye komik öğelerde katarak dram türünü yaratmışlardır.
- Tiyatroda üç birlik kuralına uymamışlardır.
- İnsanı psikolojisiyle incelemek yerine, çevresiyle incelemeye başlamışlar.
- Sanatçılar yapıtlarında kişiliklerini gizlememişler
- Sözcük seçimine özen göstermemişler, dilleri ağır ve sanatlıdır.
- Eserlerinde karşıtlıklardan çokça yararlanmışlar.
- Romantik sanatçılarda karamsarlık egemendir. Kahramanlarda keder, hüzün, çaresizlik gözlenir.
- Sanat toplum içindir görüşünü benimsemişler
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- Fransa: J.J.Rousseau, Victor Hugo, Alexandre Dumas, Lamartine, Bernardin de Saint-Pierre,
- Almanya: Goethe, Schiller, Chateaubriand
- İngiltere: Lord Byron, Shelly
- Rusya: Puşkin
- Amerika: Edgar Allan Poe
- Türk Edebiyatı
- Namık Kemal
- Abdulhak Hamit Tarhan
- Recaizade Ekrem
- Tevfik Fikret
- Ahmet Mithat
- Şemsettin Sami
- Reşat Nuri Güntekin
REALİZM ( GERÇEKÇİLİK )
- Gerçeği ve doğayı olduğu gibi, bütün çirkin ve güzellikleriyle anlatmaya çalışırlar.
- Hayaller ve duygular gerçeği bozuyor düşüncesiyle reddedilmiş, gözleme ve çevrenin incelenmesine ağırlık verilmiş.
- Kahramanların yaşadığı ortam bütün ayrıntılarıyla anlatılır.
- Olaylar güncel yaşamdan, kahramanlar sıradan kişilerden alınmış.
- Sanatçı olaylar karşısında tarafsız davranır, görüşlerini eserine yansıtmaz.
- Her sınıftan insan edebiyatın konusudur.
- Eserlerde kullanılan dil sade, yalın ve içten, söz oyunlarından uzaktır.
- Yazarlar eserlerinde kişiliklerini gizler.
- Bu akımın temsilcilerine göre sanatın amacı yine sanattır
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- Fransa: Balzac, Stendhal, Gustave Flaubert, Goncuart Kardeşler, Alphonse Daudet, Maupassant
- Rusya: Tolstoy, Dostoyevski, Gorki, Gogol, Çehov
- İngiltere: Charles Dickens, Daniel Defoe,
- Türk Edebiyatı
- Samipaşazade Sezai
- Recaizade Ekrem
- Nabizade Nazım
- Halit Ziya Uşaklıgil
- Ömer Seyfettin
- Memduh Şevket Esendal
- Refik Halit Karay
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Kemal Tahir
- Halide Edip
- Sait Faik
- Sabahattin Ali
PARNASİZM ( ŞİİRDE GERÇEKLİK )
- Bu akımın temsilcileri sanat sanat içindir görüşünü benimser.
- Romantiklerin duygu, hayal ve mecazlara ağırlık vererek biçimi ihmal etmelerini şiddetle eleştirmişlerdir.
- Akla seslenen şiir, biçim ve kafiyeden oluşmalıydı. Onlara göre güzellik ancak güzel biçimlerle elde edilebilirdi.
- Nazım şekli, biçim ve kafiye vazgeçilmez unsurlardır.
- Şiirde sözcük seçimine büyük önem verilmiş.
- Nesnel doğa güzelliklerinin tasvirine ağırlık verilmiş ve tablolaştırılabilecek şiirler yazılmış.
- Ritim sağlamak için Aliterasyonlara ağırlık verilmiş.
- Şairler eserlerde kişiliklerini gizlemiş, dış dünyayı taraf tutmadan anlatmışlar.
- Romantizmin dışladığı Yunan-Latin kültürüne yeniden dönmüşler.
- Tarihi olaylar, efsanevi kişiler şiire konu olmuş; eski uygarlıkların kültüründen yararlanılmış.
- Felsefe, bilim ve teknik şiire girmiş.
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- François Coppe
- Leconte de Lisle
- Heradia
- Teophile Gautier
- T. Banville
- Türk Edebiyatı
- Yahya Kemal
- Cenap Şahabettin
- Tevfik Fikret
NATÜRALİZM (DOĞALCILIK)
- Realistleri yeteri kadar gerçekçi saymayarak bilimsel gerçeklere dayalı bir edebiyat oluşturmayı amaçlar.
- Determinizmi ( Aynı şartlar altında aynı sebepler aynı sonuçları doğurur.) insana ve topluma uyguladılar.
- Naturalistlere göre toplum bir laboratuar, insan bir deneme konusu, sanat ise bir bilgindir.
- Sanatın amacı; insanın bütün özelliklerini bilimsel yollarla ortaya çıkarmaktır.
- Gerçek hayatta görülen ve ayıp, çirkin, bayağı sayılan şeyler doğal olarak karşılandı.
- Naturalist eserlerde, yönetim ve toplum baskısının yarattığı bir kötümserlik sezilir
- Yazar eserlerinde kişiliğini ve görüşlerini gizler.
- Bu akım deneysel roman alanında gelişmiştir.
- Bu akımın temsilcileri genelde gerçeğin çirkin yönlerini anlatırlar.
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- Emile Zola
- Alphonse Daudet
- Maupassant
- Hauptmann
- J. Steinbeck
- Türk Edebiyatında
- Nabizade Nazım
- Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Beşir Fuat
SEMBOLİZM ( SİMGECİLİK )
- Parnasizm’de dış gerçeklik önemliyken, Sembolistlerde insanın iç dünyası önemli
- Doğrudan doğruya anlatılması güç olan soyut duyguların simgelerle anlatılmasıdır.
- Bu sanatçılara göre gerçeği olduğu gibi anlatmak imkansızdır.
- Sembolist şairlerde musiki çok önemlidir.
- Bu akımın sanatçıları şiirde anlam açıklığına karşı çıkarlar, anlam kapalılığını, yorum sonsuzluğunu savunurlar.
- Onlara göre :”Şiir anlaşılmak için yazılmaz.”
- Bu sanatçılara göre:”Şiir her okunduğunda başka anlamlara gelmelidir.”
- Mecazlara ve söz oyunlarına bolca yer verirler
- Sanatçılar gerçeklikten, toplumdan kaçarak tam bir öznelliğe, kendi iç dünyalarına dalmışlardır.
- Onlar için şiirin biçimi önemli değildir bu yüzden serbest şiiri denediler.
- Yazım kurallarına ve noktalama işaretlerine bağlı kalmadılar.
- Sanat sanat içindir anlayışına bağlı kaldılar.
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- Baudelaire
- Mallarme
- Verlaine
- Edgar Poe
- Rimbaud
- Valery
- Türk Edebiyatında
- Cenap Şahabettin
- Ahmet Haşim
- Ahmet Muhip Dranas
- Ahmet Hamdi Tanpınar
- Necip Fazıl
- Cahit Sıtkı
EMPRESYONİZM (İZLENİMCİLİK )
- 19.yy’ ın sonlarında ortaya çıkan bu akım birçok özelliğiyle Sembolizmin devamı sayılabilecek bir resim ve şiirakımıdır.
- Bu akımın temsilcileri doğayı, gerçekte olduğu gibi değil de, ondan edinilen izlenimlerle anlatırlar.
- Gerçek nesnel değildir. Kişiye göre değişir.
- Her sanatçı çevreyi kendi ruh haline göre dile getirir.
- Dil, anlatım ve biçimde özgürlüğü savunurlar.
- Sembolizmde görülen imgesellik, nesnelere değişik anlamlar yükleme bunlarda yoktur.
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- Rimbaud
- Verlaine
- Rilke
- Hopkins
- Türk Edebiyatında
- Ahmet Haşim
- A. Muhip Dranas
- Cenap Şahabettin
EKSPRESYONİZM (DIŞAVURUMCULUK)
- Empresyonizm’ e tepki olarak ortaya çıkmıştır.
- İnsanın iç dünyasındaki duyguları anlatmaya (dışavurmaya) önem vermiş.
- Sanayi çağının anlamsızlaştırdığı yaşama karşı ruhun isyanıdır.
- Sanatçılar, öznel gerçekliğe ve iç gözleme büyük önem vermişlerdir.
- İyi sanatçı, bir nesneyi zihnin katışıksız ürünü olarak incelemelidir.
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- O’Neil
- T.S.Eliot
- J.Joys
KÜBİZM
- Empresyonizme tepki olarak ortaya çıkmıştır.
- Nesnelerin yalnız görünen değil, görünmeyen taraflarını da anlatmaya çalışır.
- Sanatçılara göre yaşam çok boyutludur ve insan yaşam denilen olay içinde birçok şeyi hep birden görmektedir.
- İyi bir sanatçı hem insanı hem de o an ne düşündüğünü esere geometrik şekillerle yansıtır
- Batı Edebiyatında
- Picasso
- Apollinare
- Jacop
FÜTÜRİZM ( GELECEKÇİLİK )
- 20.yy’ ın başlarında ortaya çıkan bu akımın kurucusu Marinetti’ dir.
- İtalya’ da ortaya çıkmış, oradan Avrupa’ya yayılmıştır.
- Geçmişin tüm sanat değerleri terk edilmeli, yeni yaşamın hızına uygun, yeni anlatım biçimleri ve yolları bulunmalı.
- Sanatın her dalına hareket getirilmeli, enerji, atılganlık, tehlike, gözüpeklik, çalışmanın kutsallığı savunulmalıdır.
- Şiirde hızın güzelliği vurgulanmış, hatta uçaklara ve trenlere övgüler düzülmüştür.
- Geleneksel dilbilgisi kuralları kırılmış hıza uygun fiil ve isimler kullanılmış
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- Mayakovski
- Marinetti
- Türk Edebiyatında
- Nazım Hikmet
DADAİZM (KURALSIZLIK)
- 20.yy’ ın başlarında Fransa’ da ortaya çıkmıştır.
- Kurucuları Tristatian Tzara, Breton ve arkadaşlarıdır.
- I.Dünya Savaşında yüz binlerce insanın ölmesi, insanların acılara gömülmesi; akla,mantığa ve ahlaka dayalı biçimde kurulduğu söylenen düzenlere karşı güvenin sarsılması bu akımın ortaya çıkmasını sağladı.
- Dil ve estetik kuralarını tanımayan, anlatımda başı boş bir yol izleyen, bile bile kapalılığa sapan bir akımdır.
- Bu akımın sanatçıları kuşku içinde kalmayı uygun bulmuş, hiçbir şeyin doğruluğuna inanmamışlardır.
- Aklın hiçbir değerinin olmadığını savunmuşlardır. Bu yüzden kişiyi aklın tutsaklığından kurtarmayı amaçlamışlar.
- Kendilerinden önceki edebiyat akımlarıyla alay etmişlerdir.
- Bu akım fazla taraftar bulamamıştır.
- Başlangıçta bu akımda yer alan “ Aragon, Paul Elvard, Andre Breton” daha sonra Sürrealist olmuştur.
- Kağıt parçaları üzerine sözcükler yazın, bunları bir şapkanın içine atıp karıştırın, sonra teker teker çekip bir kağıdın üzerine sıralayın; işte Dadaizm.
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- Tristan Tzara
- Francis Picabia
SÜRREALİZM (GERÇEKÜSTÜCÜLÜK)
- 1924 yılına doğru Fransa’da ortaya çıkmıştır.
- Akımın kuruluşunu Sigmund Freudhazırlamıştır
- Fransız şair ve akıl hastalıkları doktoru Andre Breton ilkeleri ortaya konmuştur
- Aklın baskısını ortadan kaldırarak bireyin gerçek kişiliğini bilinçaltında aramak gerekir. Bunun için rüyalı, yarı hülyalı durumları incelemek gerekir.
- Bunlar bilim için sanat görüşünü getirmiştir.
- Gerçeküstünü yakalamak için ipnotizma seansları düzenlemişlerdir.
- Gerçek sanat eserleri iradeyle ortaya çıkmamıştır. Bunlar rastlantı ve otomatizmin ürünüdür.
- Şiirin iç akışını engellediği için noktalama işaretlerinin çoğunu kullanmamışlardır
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- Paul Eluard
- Andre Breton
- Luis Aragon
- Henry Miller
- Türk Edebiyatında
- Cemal Süreyya
- Turgut Uyar
- Edip Cansever
- İlhan Berk
- Ece Ayhan
EGZİSTANSİYALİZM ( VAROLUŞÇULUK
- İkinci Dünya Savaşı’ nın son yıllarında ortaya çıkmıştır.
- Bu akımın öncüsü Fransız düşünür Jean Paul Sartre’ dir.
- İnsanın kendi geleceğini yine kendisinin çizebileceğini savunurlar.
- Bir bunalım edebiyatıdır. Savaşın yarattığı bunalımlar sonucunda, insanın kaybolan mutluluğunu arayış vardır.
- İnsanın özgürlüğünü kısıtlayan hiçbir engeli tanımazlar.
- Bu akımın eserlerinde karakter yoktur. İnsan durumlar karşısında gösterdiği hareketlerle karakter oluşturur.
- Eserlerde kahramanın ne zaman ne yapacağı belli olmaz, onu ancak eserin sonunda anlayabiliriz.
- Sanat politikayla iç içe olmalıdır. Yazar çağının sorunlarına duyarlı olmalıdır.
AKIMIN TEMSİLCİLERİ
- Batı Edebiyatında
- Albert Camus
- Franz Kafka
- Jean Paul Sartre
Eyüp ELMAS
Yorum Gönder